6 Ekim 2014 Pazartesi

Şekerin Kalorisi Bu Otla Sıfırlanıyor

Obeziteden diyabete, diş çürümesine kadar 66 hastalığın nedeni olan şekerin kalorisi stevia (şeker otu) bitkisi sayesinde sıfırlanıyor.


Yaklaşık 300 yıl önce bir insanın yıllık ortalama şeker tüketimi 3.5 kiloydu. Günümüzde bu 75 kiloya kadar çıktı. Obezite ve diyabet hastalıkları tavan yaptı. Şekeri hayatımızdan çıkarmak için çabalayan bilim adamları uzun yıllar süren araştırmalarının sonunda kalorisiz, karbonhidratsız ve kandaki şeker seviyesini yükseltmeyen doğal bir şeker maddesi buldu. “Mucizevi” şeker otu (stevia) maddesi, normal şekerden yaklaşık 300 kat daha tatlı. Bu sayede üreticiler normal şeker yerine şeker otu kullanarak yiyecek ve içeceklerin kalorisini anında düşürebilecek. 40 yıldır şeker alternatif olarak kullanılan aspartam, sakarin gibi tatlandırıcılar zararsız denilse de çoğu tüketici bu maddelere önyargıyla yaklaşıyor. Bu durumun farkında olan gıda şirketleri şekere doğal alternatif bulabilmek için milyarlarca para yatırdı.

Şeker otu bitkisinin yapraklarından elde edilen madde Avrupa Birliği’nde (AB) 2011 yılında onaylandı. Şeker otunun tek kötü yanı ise ağızda bıraktığı acı tat. İçecek üreticileri ise şeker otunun şekerli tadını artıracak kokusu ve tadı olmayan “lezzet kuvvetlendirici” üretmekle meşgul.

Peki Nasıl Saklayacağız?

Vatandaşın ete doyduğu Kurban Bayramı’nda etin nasıl saklanması konusunda yılların kasapların edindiğimiz bilgiler ışığında size bir takım önerilerde bulunacağız. Bilindiği üzere saklama koşullarına uymamanız hem sağlığınızı hem de eti olumsuz etkileyecektir. Konuyla ilgili kasaplardan edindiğimiz bilgilere göre...



Vatandaşın ete doyduğu Kurban Bayramı’nda etin nasıl saklanması konusunda yılların kasapların edindiğimiz bilgiler ışığında size bir takım önerilerde bulunacağız. Bilindiği üzere saklama koşullarına uymamanız hem sağlığınızı hem de eti olumsuz etkileyecektir. Konuyla ilgili kasaplardan edindiğimiz bilgilere göre, kasaplar etin muhafazası konusunda vatandaşların duyarsız ve bilinçsiz olduklarını dile getirdiler. Hayvanlar kesildikten sonra etin sıcaklığının üzerinden atılması gerektiğine dikkat çekilerek, parçalanan etleri kendinden bağımsız olarak leğenlere, tepsilere parça parça dağıtılması gerektiği belirtildi. Eğer imkan varsa da etin asılarak bekletilmesi doğal bir yöntem olacağından et sağlıklı bir şekilde sıcaklığı üzerinden atacaktır. Bunun tam aksini yapan çok kişi olduğuna değinen kasaplar, üstelik hemen etin torbanın içine koyulduğunu ve ağzı bağlanarak eve götüren bilinçsiz tüketicilerin olduğunu da vurguladılar.

Etin bu şekilde dolaba atılması, etlerin havasız kalmasına neden olacağından bu hatanın etlerin kokuşmasıyla sonuçlandığı da belirtildi. Eve götürülen etlerin üst üste koymanın da doğru olmadığını savunan kasaplar, etin bu şekilde kokuşabileceğini aktardılar. Ayrıca bu durumu ortadan kaldırmak için, önce etin sıcaklığını atmasını beklemek gerektiğini belirttiler. Ardından et, kasapta işlenecekse bunları dolapta bir leğenin veya tepsinin içinde olduğu gibi koyup veya balkonda güneş almayan bir yere koyulabileceği aktarılarak böylece etin kokuşmasının önlenebileceğinin bilgisi paylaşıldı.

Hava alan etin bozulmayacağını belirten kasaplar, gün içinde kullanılacak olan etlerin artı 4 dereceye kadar muhafaza edilebileceğini ve dolaba konacaksa da sararak değil de hava alacak şekilde koyulması gerektiği belirtilerek tüketicilere uyarılarda bulundular.

Kurban etinin iyi muhafaza edilmesi durumunda, 6 aya kadar kullanılabileceğini vurgulayan kasaplar, etin 6 ay boyunca kendini muhafaza edeceğini de aktardılar. 6 aydan sonra ise etin tadının kalmayacağı belirtildi. Son olarak kullanılacak etin dolaptan çıkarılması durumunda dondurulmak üzere tekrar dolaba konulmaması gerektiğinin altı çizildi.