26 Ocak 2016 Salı

Uzman doktor uyardı: "Kendisi 21. yüzyılın morfinidir"

Fitoterapi (bitkisel tedavi) uzmanı Dr. Ümit Aktaş “21’inci yüzyılın morfini” olarak açıkladığı genetiği değiştirilmiş buğdayı; diyabet ve kanser gibi birçok hastalığın hızlı artışının sorumlusu olarak görüyor.

Uzman doktor uyardı:

Dr.Ümit Aktaş, genetiği değiştirilmiş buğdayla ilgili şunları sıraladı:

-Artık buğdayın genetiği değiştirildiğinden, buğdayın içindeki protein olan glütenin varyasyonu değişti. Bu da insanlarda glüten intoleranslarına ve çölyak hastalığına sebep oldu.Bir Mayo Clinic çalışmasıyla çölyak hastalarının daha kısa yaşadığı ve kansere yakalanma risklerinin de arttığı saptandı.

-Bir başka çalışmada ise çocuklarda son 10 yılda çölyak hastalığına yakalanma oranının 11 kat arttığı ortaya kondu. Ülkemizde şu anda 6 milyona yakın kişi de çölyak olmayan glüten intoleransına sahip. Bu hastalık kısırlık, fibromiyalji, sedef, diyabet ve kolitler gibi başka hastalıkları taklit ederek ortaya çıkıyor. Altta yatan sorun fark edilmediği için bu kişiler başka hastalıklara yönelik gereksiz tedaviler alabiliyor.

-Tüp bebek merkezlerine ciddi paralar ödeyen insanların bir kısmı aslında kısır değil, çölyak hastası. Glütensiz diyetle beslenseler, zaten bir sene içinde hamile kalma şansları olabilir. 

-Genetiği değiştirilmiş buğday yendiğinde kısırlıktan kansere, diyabetten romatizmal hastalıklara ve migrene kadar pek çok hastalığın oluşmasına sebep olur. Çağımızın biyolojik silahı olan bu gıdayı mutfaklarımızdan çıkarmalıyız.

19 Ocak 2016 Salı

2016'da sağlıklı yaşamanın şifreleri!

İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Uzm. Dr. Özgür Şamilgil, 2016'da sağlığımız adına almamız gereken kararları ve sebeplerini sıraladı.


2016'da sağlıklı yaşamanın şifreleri!

ORGANİK GIDALARLA BESLENİN

Mevsiminde yetişen organik ürünlerin tüketilmesi ömrü uzatıyor. Geleneksel tarım ürünlerinin tüketiminin kanser ve kronik hastalıklardan korunmada büyük rolü olduğu biliniyor.

SOĞAN-SARIMSAK YİYİN

Japonlar ve Akdeniz ülkeleri insanları uzun yaşıyor. Bunda en çok zeytinyağı, balık, mevsiminde tüketilen taze sebze-meyve, peynir, turşu, soya sosu, yoğurt gibi fermente ürünlerle, sarımsak, soğan, az yağlı kırmızı et tüketimi etkili oluyor. Çiğ, buğulama veya haşlama pişirme yönetiminin tercihi de önemli görülüyor. Keçi peyniri, av eti, kımız ve yağlı soğuk su balıkları bolca yenildiğinde sağlık getiriyor.

KİLO VERİN, İNSÜLİN DİRENCİNİ YENİN

Diyabet, erken ölüm, kalp-damar hastalıkları, inme, böbrek hastalığı ve körlüğün önde gelen nedenlerinden. Tip 2 diyabet hastalarının çoğu fazla kiloludur. Fazla kilolu veya obez olmak kolon, göğüs, rahim ve safra kesesi kanserleri için riski yükseltir. Kemiklerde, eklemlerde yıpranma ve kireçlenme, uyku apnesi, obezite ve kısırlık sorunları gibi hastalıklardan bu yıl uzak yaşayın.

SİGARADAN UZAK DURUN

Sigara damarları daraltıyor, iç tabakasını tahrip edip kolesterol yapışmasını tetikliyor, kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırıyor. Kalp krizine, inmeye, çeşitli organların damarlarında tıkanmalara yol açıyor. Kanseri tetikliyor.

ALKOLDEN UZAK DURUN

Uzun süre fazla tüketilen alkolün depresyon, hafıza zayıflaması, sara nöbeti riskini, karaciğer sirozu, kalp hastalıkları, hipertansiyon, inme ve hatta ağız içi, gırtlak, karaciğer, pankreas, meme kanseri riskini artırabileceği biliniyor.

18 Ocak 2016 Pazartesi

Prostata iyi gelen 7 gıda!

Erkeklerin korkulu rüyası prostat çözümsüz değil. Uzmanlar prostata iyi gelen 7 gıda maddesini açıkladı.


Prostata iyi gelen 7 gıda!

1- BROKOLİ 

Haftada 1 kez brokoli yiyerek prostat kanserine yakalanma riskinizi yüzde 40 azaltabilirsiniz. Bu sebze sadece 5 dakika pişirilmeli. Aksi halde antikanser yetenekleri kayboluyor. Değerini artırmak için, sızma zeytinyağı, sarımsak ve kırmızı biber ekleyebilirsiniz.

2- YEŞİL ÇAY

Bazı virüs ve bakterileri yok ediyor, bağışıklığı artırıyor ve prostat kanserine karşı güç oluşturuyor. Çalışmalar günde en az 3 bardak yeşil çay içmenin erkeklerde prostat kanseri riskini azalttığını gösteriyor.

3- MANTAR

Kuvvetli bir antioksidan olan mantar hücreleri koruyor, kansere geçit vermiyor.

4- NAR

Yemesi zor olan bu meyvenin suyu da çok faydalı. Antioksidan bakımından zengin olan nar her türlü kansere karşı etkili oluyor.

5- KABAK ÇEKİRDEĞİ

Prostat kanserinin gelişimini engelliyor. Prostat büyümesini de azaltıyor.

6- SOMON

Omega yağ asitleri prostata yakalanma riskini azaltıyor. Haftada en az bir kere somon yenilmesi öneriliyor.

7- DOMATES

Likopen kaynağıdır. Bu da kansere karşı güç oluşturur. Uzmanlar, her gün mevsiminde bir porsiyon domates yenilmesini öneriyor.

Güzelliğiniz için zeytin tüketin!


Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, kahvaltıların vazgeçilmez besinlerinden olan zeytinin yararları hakkında bilgi verdi.


Güzelliğiniz için zeytin tüketin!

ZEYTİNİN FAYDALARI

“Zeytin ve zeytinyağının birçok faydasının bulunuyor. Akdeniz bölgesinde yaşayan kadınlar hem daha uzun yaşıyor hem de sağlıklı pırıl pırıl saçlara sahip oluyor. Bunların sırlarından biri de zeytin ve zeytinyağıdır. Zeytinin içeriğinde birçok vitamin bulunuyor. Başta E vitamini, A, D ve K vitamini açısından zengin bir besindir. Aynı zamanda kalsiyum kaybını da engellemektedir. Çocukların beyin gelişiminde etkili olan bu hücreleri yeniler, besin doku ve organların yaşlanmasını geciktirir. Kalınbağırsak, prostat, mide ve pankreas kanserine yakalanma riskini azaltır. Kalp-Damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Antioksidandır ve kabızlığı önler.”

ÇOCUKLARIN DİŞ GELİŞİMİNE YARDIMCI OLUYOR

“Sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı olan Zeytin, çocuklarda sağlıklı diş gelişiminin tamamlanmasına yardımcı olur. Zeytinyağı eskiden sadece Akdeniz sofralarının vazgeçilmezi iken artık yavaş yavaş genel olarak mutfaklarımızın baş yağı olmaktadır. Zeytinyağının içinde yüksek oranda tekli doymamış yağ asitleri, E vitamini ve fenolik bileşenler vardır. Bu da bizim daha sağlıklı yaşamamızı, daha dinç ve dinamik olmamızı, daha genç görünmemizi sağlar. Zeytin yağının bir başka yasam koruyucu etkisi de LDL nin (kötü kolestrol) oksidasyonunu azaltmasıdır. Böylece kalp krizi ve felci önlemiş olur. Zeytinyağı da cilde ve saça faydalıdır. Saça sürüldüğü zaman kepeği engeller ve dökülmeyi önler. Ayrıca saça da parlaklık verir. Kuru cildi canlandırdığı gibi kırışıkların azaltılmasında da etkilidir. Cilde pürüzsüz bir güzellik katar.”

11 Ocak 2016 Pazartesi

Pul biberi boyadılar kahveye ilaç kattılar

Yapılan denetimler gıda sahtekarlarının insan sağlığını hiçe saydığını ortaya koydu. Sahtekarlar pul bibere boya, kahveye ilaç, köfteye sakatat, yoğurda jelatin, zeytinyağa trans yağ katıp yüksek fiyatla satıyor.


Pul biberi boyadılar kahveye ilaç kattılar
EKONOMİ SERVİSİ
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, gıda ürünlerinde sahtekarlık yaparak vatandaşın sağlığını hiçe sayan firmaları teşhir etti. Bakanlık, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş ve değiştirilmiş ürünler ile içine ilaç etken maddesi katılmış ürünleri marka marka listeler halinde internet sitesinde yayımladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; et ve süt ürünleri, takviye edici gıda, bitkisel yağ, alkolsüz içecek, kahve, çikolata, baharat ve bitkisel çayda taklit ve tağşiş yapan işletmeleri açıkladı.
Bakanlığın internet sitesinde yer alan duyuruya göre, kontroller sonucunda süt ve süt ürünlerinde taklit ve tağşiş yaptığı kesinleşen 10 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği 7’si yoğurt, 4’ü tulum peyniri, 1’i tereyağı olmak üzere bu ürünlere ait bilgiler kamuoyu ile paylaşıldı. Süt ürünlerinde bitkisel yağ, nişasta ve jelatin tespit edildi.
Bunun yanısıra et ve et ürünlerinde de laboratuvar tahlilleri sonucunda taklit ve tağşiş yaptığı kesinleşen 13 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği, aralarında lahmacun içi harcı, köfte, kıyma ve dana sucuğun aralarında bulunduğu ürünlere ait bilgiler duyuruldu. Örnek olarak köftede kanatlı eti, sakatat ve soya, dana sucukta tükürük bezi tespit edildiği aktarıldı.
Takviye edici kapsülde ilaç
Açıklamada, takviye edici gıdalar ve benzer ürünlerde de kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten veya satan 5 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği ürünlere ait bilgiler de yer aldı. Örnek olarak, bitkisel karışımlı macun ve ginsengli cinsel sağlık setinin içinde sıklıkla ilaç etkin maddesi ‘sildenafil’e rastlandığı bildirildi.
Bitkisel yağlarda taklit ve tağşiş yaptığı kesinleşen 20 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği içinde olmaması gereken yağ asitlerinin bulunduğu ürünlere ait bilgiler paylaşıldı.
Alkolsüz içeceklerde kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten veya satan 5 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği ürünler, kahve, bitkisel çay, baharat ve çikolatada da 1’er gıda işletmesinin ürünlerine ait bilgiler kamuoyuna duyuruldu.
Cezası 14 bin 649 lira
Piyasa gözetimi ve denetimi kapsamında geçen yıl 724 bin 379 resmi kontrol gerçekleştirildi. Birinci grupta taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen ürünlerle ilgili olarak firmalara 14 bin 649’ar lira idari para cezası uygulanmasına karar  verildi.
İkinci grupta ise laboratuvar analizleri sonucunda sağlığı tehlikeye düşürebilecek şekilde içeriğinde ilaç etken maddesi tespit edilen ürünler açıklandı. Bu ürünler, masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan toplatılacak ve ürünlerin mülkiyeti kamuya geçirilecek. Ayrıca söz konusu ürünleri üreten veya piyasaya arz edenler hakkında cumhuriyet savcılığına suç  duyurusunda bulunuldu.

‘Hileli yağlarda balık veya metal kokusu olur’

Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, hileli ayçiçek yağını tüketicilerin de kullanım esnasında anlayabileceğini söyledi.

‘Hileli yağlarda balık veya metal kokusu olur’

Büyükhelvacıgil, “Damak tadı hassas bir ev hanımı bunu anlayabilir. Ayçiçek yağı içerisine soya yağı karışınca balık kokusu veriyor. Kanola yağı karışınca metal kokusu gibi bir koku geliyor. Ev hanımları kızartmaya başladıklarında bu kokuyu hissedebilirler” diye konuştu.
‘Cezalar caydırıcı değil’
Ayçiçek yağında tağşiş ürünlere ilişkin yaptırımların yeterince caydırıcı olmadığını savunan Büyükhelvacıgil, şunları söyledi:
“Bakanlık bu tür ürünlerini tespit ettiği firmaya 10 bin lira civarında ceza veriyor. İkinci, üçüncü defa tekrarlarsa yine aynı ceza uygulanıyor. Bu cezalar caydırıcı değil. Ticaret Kanunu’na göre, tağşiş yapan firma sahiplerine 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanabilir. Ben daha da ilerisini söylüyorum. Bunlar ticaretten men edilmeli. Bu resmen hırsızlık, başka bir şey değil. Ayrıca sadece bunu üretenler değil, satanlar da ceza almalı.”
‘Yönetmelik uygulansın’
Karışım yağ konusunda yönetmelik bulunduğunu belirten Büyükhelvacıgil, şöyle konuştu:
“Eğer ürünün üzerinde bu açıkça belirtiliyorsa, karışım sıvı yağ yazıyorsa, karışım yönetmeliğine göre bunu yapabilirler. O zaman kimseye diyecek bir şeyimiz yok. Ama tağşiş dediğimiz hileli karışım ürünler var. Üzerinde ayçiçeği resmi bulunuyor ama analiz ettiğinizde farklı bir ürünle karşılaşıyorsunuz. Bu süreçte dernek olarak bir hukuk bürosu ile anlaştık. “Son iki buçuk ayda 35 firmanın ürünlerini tahlil ettirerek, sonuçlarını Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bildirdik. ‘Bakın bu ürünlerde tağşiş var’ dedik. Kesinleşen 2 firma için de savcılığa suç duyurusunda bulunduk.”

4 Ocak 2016 Pazartesi

Diyabetlilere kritik uyarı! Günde en az 10...

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Sağlık Yüksekokulu'nda görev yapan Öğretim Görevlisi ve Beslenme Diyet Uzmanı Esma Aksoy Kendilci, diyabet hastalarına önerilerde bulundu.

Diyabetlilere kritik uyarı! Günde en az 10...

Diyabetin toplumda sık olarak görülen hastalıklardan biri olduğunu ifade eden Kendilci, "Diyabeti olsun olmasın tüm insanların sağlıklı bir yaşam için yemeleri gereken besinler aynıdır. Vücudumuz için gerekli olan yiyeceklerin zaman ve miktar olarak belirli bir denge içinde alınması, kan şekeri kontrolünü sağlar ve komplikasyonların gelişimine engel olur. Diyabetin tıbbi beslenme tedavisinde öğün atlamamak ve ara öğün yapmak çok önemlidir. Ara öğünler kan şekeri kontrolünü daha iyi sağlar. Diyabet hastalarının yediğimiz çoğu yiyecekte şeker olduğunu bilmeleri gerekir. Ayrıca kan şekerini hızlı yükselten basit (saf) karbonhidrat içeren, çay şekeri, bal, reçel, pekmez, çikolata, pasta, tatlı, hazır meyve suyu gibi besinleri azaltmalılar. Bu gıdaların yerine kan şekerini yavaş yükselten kompleks karbonhidrat içeren kurubaklagil, sebze, meyve, tahıllar, çorba, pilav, makarna, ekmek gibi besinleri tüketmeliler" ifadelerini kullandı.

Diyabet hastalarının kırmızı et tüketimini azaltmaları gerektiğini ve yerine tavuk veya balık eti tercih etmeleri gerektiğini belirten Kendilci, "Kızartılmış yiyeceklerden uzak durmalılar. Yemeklerde kullandıkları yağı azaltmalılar. 1 kilogram sebzeyi 3-4 yemek kaşığı yağ ile pişirmeliler. Yağı azaltmak için az yağlı süt ve yoğurdu tercih edebilirler. Tuz alımı azaltılmalıdır. Yemekler daha az tuzlu olmalı. Tabaklarına ilave tuz eklememeliler. Meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketsinler. Her gün en az 10 bardak su içmeliler. Ayrıca kan şekeri üzerinde olumlu etkileri olan fiziksel aktiviteyi arttırmalılar. Diyabet hastalarının günde 2 porsiyondan fazla meyve tüketmemelerini öneriyoruz" şeklinde konuştu.