15 Şubat 2014 Cumartesi

Belediyellerin sadece yüzde 10'unun atık planı var

ATIK KONUSU İŞTE BU KADAR ACI BİR DURUMDA

TÜİK verilerine göre Türkiye’de kişi başı günlük çöp üretimi yaklaşık 1,14 kg. ve büyük şehirlerde bunun ağırlıkça yüzde 30’unu hacimce yüzde 50’sini ambalaj atıkları oluşturuyor. Artan nüfus ile birlikte çöp depolama sahalarına olan gereksinim de giderek artıyor.
















Yönetmeliğe göre ambalaj atıklarının ayrı toplanması belediyenin sorumluluğunda. Şu anda Türkiye’de mevcut 3 bin belediyeden yaklaşık yüzde 10’unun Ambalaj Atıkları Yönetim Planı bulunuyor.
Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO)Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, bu konudaki tehlikeye dikkat çekiyor. İmer, vahşi depolama alanları ve çöp dağları ile karşılaşmak istenmiyorsa yapılması gereken ilk işin ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması olduğunu söyledi.
Özlem AS
- Dünya ve Türkiye’nin ambalaj atıkları açısından bir ‘çöplüğe’ döndüğü belirtiliyor. Durum bu kadar vahim mi?
Tüketim alışkanlıklarının ve yaşam standartlarının hızla değiştiği günümüz dünyasında, özellikle büyük şehirlerde ambalajlı ürün tüketimi gittikçe artmaktadır. Buna paralel olarak üretilen ambalaj atıkları da hem çevre hem de ekonomik açıdan önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gündelik hayatımızda çok sık kullandığımız, cam, metal, plastik, kompozit ve kağıt/karton ambalajlar; bizler içindeki ürünleri keyifle, afiyetle, sağlıkla tükettikten sonra da işe yaramaya devam eder. Aslında onlar, çöp değildir. Çünkü ambalaj atıkları, geri dönüşüm sistemine kazandırıldıklarında, çevresel ve ekonomik faydalarla hayatımıza katkı sağlamaya devam ederler. Bizlere, enerji tasarrufu, doğal kaynakların korunması, temiz ve sağlıklı bir çevre, güzel bir gelecek olarak geri dönerler.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de kişi başı günlük çöp üretimi yaklaşık 1,14 kg. ve büyük şehirlerde bunun ağırlıkça yüzde 30’unu hacimce yüzde 50’sini ambalaj atıkları oluşturmaktadır. Artan nüfus ile birlikte çöp depolama sahalarına olan gereksinim de giderek artıyor. Dünyada ve ülkemizde medyada görmeye alışık olduğumuz vahşi depolama alanları ve çöp dağları ile karşılaşmak istemiyorsak, yapmamız gereken ilk iş ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamaktır.
-Türkiye’de şu anda ambalaj atıklarına ne yapılıyor?
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmasından belediyeler sorumlu. Sürdürülebilir ve düzenli bir geri kazanım sisteminin kurulması için belediyelerin bu konudaki hassasiyetleri son derece önemli. Türkiye’de şu an yaklaşık 3 bin belediye bulunuyor. Biz bu belediyelerin yaklaşık 100’ü ile çalışıyoruz. Kaynağında ayrı toplama çalışmalarını kendileri yapan belediyeler de var ancak sayıları çok fazla değil. Bu sayının artması, belediyelerin bu konuya daha fazla eğilmeleri en büyük dileğimiz.
-Hâlihazırdaki yönetmelik ihtiyacı karşılıyor mu? Ya da uygulamada sorunla karşılaşılıyor mu? Ambalaj atıklarının geri kazanımı ile ilgili çalışmalar “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” yasal çerçevesinde sürdürülüyor. İlk olarak 2005 yılında yürürlüğe giren yönetmelik, önce 2007’de son olarak ise 2011 yılında yenilendi. Yönetmelikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri, belediyeler, yetkilendirilmiş kuruluşlar, ambalaj üreticileri, piyasaya sürenler, tedarikçiler ve satış noktaları olarak tüm tarafların görev, yetki ve yükümlülükleri tariflenmiştir. Ancak uygulamada tarafların yükümlülüklerini yerine getirmelerinde ve yaptırımlarda bazı sıkıntıların yaşandığını görmekteyiz. Sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin varlığı için tüm tarafların üzerilerine düşeni yerine getirmesi gerekiyor.
Ambalaj atıklarının ayrı toplanması, tıpkı çöp toplamada olduğu gibi belediyenin sorumluluğundadır. Bu konuda belediyelerin daha duyarlı olup yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor. Şu anda Türkiye’de mevcut 3 bin belediyeden yaklaşık yüzde 10’unun Ambalaj Atıkları Yönetim Planı bulunuyor. Biz ÇEVKO Vakfı olarak bu belediyelerin sadece 100 tanesi ile çalışıyoruz.
 Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması sisteminde ekonomik işletmelere de önemli görevler düşüyor. Ambalajlı ürün üreten ya da piyasaya süren daha çok firmanın kayıt altına girmesi ve yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekiyor. Bu konuda bakanlığın yaptırım uygulaması büyük önem taşıyor.
Son olarak, her şeyden önce tüketicinin bilinçlenmesi gerekiyor. Tüketici evinde ambalaj atıklarını ayrı toplamadığı sürece yukarda saydıklarımızın çok önemi yok. İşte bu yüzden, halkanın en önemli parçası olan tüketicilere de ÇEVKO Vakfı olarak 22 yıldır eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

-Dünyada ambalaj atıklarının değerlendirilmesi konusunda örnek gösterilecek bir uygulama ya da ülke var mı?
İkinci Dünya Savaşı sonrası kaynak sıkıntısı nedeniyle başlayan geri dönüşüm hareketi, 1994 yılında kabul edilen AB Ambalaj Direktifi ile Avrupa ülkelerinde uygulanan sistemli bir yapıya dönüşmüştür. Özellikle Almanya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg gibi ülkelerde ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda uzun yıllardır sürdürülebilir bir sistem işlemektedir.
ÇEVKO Vakfı 2002 yılından bu yana, Avrupa’da atık yönetimi ile ilgili çeşitli kuruluş ve organizasyonlara üye olarak ambalaj atığı yönetim sistemleri ile ilgili yurt dışı bilgi, deneyim ve iyi uygulamaları Türkiye’ye aktaracak platformlarda yer almaktadır.
ÇEVKO Vakfı, 2002 yılında PRO-Europe üyeliği ile uluslararası “Yeşil Nokta” markasının Türkiye’deki kullanım hakkını elde ederek, Avrupa’da çok yaygın olan bu markayı kullanan geri kazanım örgütleri ailesine katılmış ve ülkemizi Avrupa Birliği’nde temsil etme hakkını kazanmıştır. Yeşil Nokta lisansı alan kullanan  ve piyasaya sürenler, Avrupa’nın en büyük ambalaj atığı geri kazanım sistemine katılmakta ve en prestijli markalarından birinin kullanım hakkını elde etmektedirler.
ÇEVKO Vakfı, 2013 yılında üyesi olduğu EXPRA ile yürüttüğü işbirliği çerçevesinde, Avrupalı geri kazanım kuruluşlarının bilgi ve deneyimlerini aktarmak, genişletilmiş üretici sorumluluğu modelini Türkiye’de geliştirmek ve bu konuda sanayiyi temsil etmek için çalışmalarını sürdürmektedir. 

-ÇEVKO’nun ambalaj atıklarının değerlendirilmesinde konumu nedir?
ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, Türkiye’de ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımı için, 1991 yılında ülkemizin 14 önde gelen sanayi kuruluşunun girişimleri ile kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir vakıftır.
ÇEVKO Vakfı, Türkiye’nin AB’ye uyumu sürecinde 2005 yılında yayınlanan “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” çerçevesinde bugünkü adıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Yetkilendirilmiş Kuruluş ilan edildi. 2005 yılından bu yana ambalajlı ürün piyasaya süren firmalar, ambalaj atıklarının geri kazanımı için Vakfımıza yükümlülüklerini devretmeye devam ediyor. Vakfımız, faaliyetlerini 2011 yılı Ağustos ayında yeni hali ile yürürlüğe giren “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”nde belirlenen yükümlülükleri çerçevesinde sürdürüyor.
Sanayinin geri kazanım yükümlülüğünü üstlenen ÇEVKO Vakfı, çok sayıda ekonomik işletme ile sözleşmeli olarak çalışmalarını yürütüyor. Bu kuruluşlar, Türkiye’de faaliyet gösteren yerli veya yabancı gıda, tüketim, ilaç, kimya, petrol, vb. sektörlerinden cam, metal, plastik, kağıt, kompozit ambalaj kullanan, marka sahibi dolumcular, ambalaj üreticileri, ambalaj geri dönüşümcüleri, büyük ölçekli alış-veriş merkezleri ve zincir mağazalar.
ÇEVKO Vakfı olarak,  2005 yılında sözleşme yaparak yükümlülüğünü üstlendiğimiz piyasaya süren firma sayısı 250 iken bugün bin 500’ün üzerinde. Yine ulaşılan tüketici sayısına baktığımızda 2005 yılı sonunda yaklaşık 1 milyon tüketiciye ulaşılmışken bugün bu rakam yaklaşık 15 milyon kişi. Yapılan çalışmalar gün geçtikçe Türkiye geneline yayılıyor. ÇEVKO Vakfı olarak yıl sonuna kadar yaklaşık 500 bin ton ambalaj atığının geri kazanımını gerçekleştirmiş olacağız.
2005 yılından beri yaklaşık 3 milyon ton ambalaj atığının geri kazanıldığının belgelendirilmesinde sanayi yükümlülüğünü yerine getirdik.
***Kutu**
Geri kazanımlar
ÇEVKO Vakfı’nın 2012 yılında yaptığı çalışmalar sonunda geri kazanımı sağlanan ambalaj atıklarının çevresel faydaları şu şekilde:
-Yaklaşık 29 bin ton metal ambalaj atığının geri dönüşümünden
-84.000 m3 depolama alanından tasarruf edildi. Bu da 12 futbol sahası büyüklüğündedir.
-Yaklaşık 56.400 ton cam ambalaj atığının geri dönüşümünden
Yaklaşık 18 bin ton sera gazı salımı engellendi. Bu da 1 uçağın dünya etrafında 888 kez dönmesi ile salınan emisyon miktarıdır.
-Yaklaşık 180 bin ton kağıt-karton-kompozit ambalaj atığının geri dönüşümünden:
     -3 milyon ağacın kesilmesi önlendi. Bu yaklaşık 300 dönüm orman arazisine eşittir.
     -4,8 milyar litre su tasarrufu sağlandı. Bu da İstanbul’un yaklaşık 2 günlük su ihtiyacıdır.
-Yaklaşık129 bin ton plastik ambalaj atığının geri dönüşümünden:
     -2 milyon varil petrol tasarrufu sağlandı. Bu da 7,3 milyon aracın bir depo benzinine eşittir.
     -744 milyon kwh elektrik tasarrufu sağlandı. 270 bin ailenin aylık elektrik tüketimine eşittir.
2012 yılı toplam tasarruf
- 3 milyon adet ağaç
- 250.000 m3 fosil yakıt
- 4,9 milyon m3 su
- 2,4 milyon m2 depolama alanı
- 480.000 ton eş-co2 sera gazı salımınının önlenmesi
- Yaklaşık 1.350.000 TL ekonomik tasarruf

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder